Canlıların Ortak Özellikleri

  • Mayıs 2, 2020

Çevremizde gördüğümüz ve göremediğimiz pek çok canlı vardır: ağaçlar, kuşlar, insanlar, bakteriler… Her bir canlı birbirinden farklıdır. Farklı özellikleri olduğu gibi ortak özellikleri de vardır. Canlılar temelde 6 alemde incelenirler:

  • Bakteriler
  • Arkeler
  • Protistalar
  • Mantarlar
  • Bitkiler
  • Hayvanlar

Her bir alemde yer alan canlıların kendi içlerinde benzer özellikleri vardır. Ancak bir şeyin canlı olarak nitelendirilebilmesi için bazı özellikler göstermesi gerekir. Birazdan açıklayacağım özellikler canlıların ortak özellikleridir. Canlı olan her şey bu özelliklere sahip olmak zorundadır. Virüsler, bu özelliklerden çoğunu göstermediği için canlı olarak kabul edilmez.

Ortak (Evrensel) Yapılar

Her hücre mutlaka aşağıdaki yapıları bulundurmak zorundadır.

  • Nükleik asit: Kalıtsal bilginin depolandığı ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan yapı
  • Ribozom: Protein sentezinde görevli organel
  • Hücre zarı: Hücreye şekil veren ve sitoplazmanın dağılmasını önleyen zar
  • Sitoplazma: Hücre içini dolduran yarı-akışkan sıvı

Ortak (Evrensel) Olaylar

Her hücre mutlaka aşağıdaki tepkimeleri ya da olayları gerçekleştirmek zorundadır.

1.Kendine özgü organik molekülleri sentezlemek: Burada bahsedilen inorganik maddeden organik madde elde etmek değildir. Ototrof canlıların yaptığı besin üretimi ile buradaki sentezler karıştırılmamalıdır. Aşağıda bahsedilen olaylar, küçük yapıdaki organik molekülleri büyük yapıdaki organik maddelere dönüştürmektir. Yani inorganik maddeden organik madde sentezi sadece ototroflarda, küçük organik molekülleri birleştirip büyük organik maddeler sentezleme tüm canlılarda görülür.

  • Protein sentezi
  • Karbonhidrat sentezi
  • Yağ sentezi
  • Enzim sentezi
  • Glikoliz: Bütün solunum tepkimelerinin başlangıcında yer alan, glikozun pirüvik asit formuna dönüştüğü basamak

2.Transkripsiyon: DNA’nın, protein sentezinin başlangıcında RNA sentezi yapmasıdır. Protein sentezi tüm canlılarda ortak olduğuna göre, transkripsiyon da her canlıda ve her hücrede ortaktır.

3.Hücre zarından madde geçişi: Her canlı hücre ihtiyacı olan molekülleri dışarıdan almak zorundadır, ototrof olsa bile inorganik maddeleri dışarıdan alırlar. Aktif ve pasif taşıma dediğimiz olaylar ile madde alışverişi yapmak her hücrede görülen bir olaydır.

Hücresel Yapı

Canlıların, yapı ve işlev bakımından en küçük birimi hücredir. Bütün canlılar hücresel yapıya sahip olmak zorundadır. Canlıları aşağıdaki gibi 2 farklı açıdan gruplandırabiliyoruz.

– hücre sayısına göre: tek hücreli ya da çok hücreli
– hücre yapısına göre: ökaryot ya da prokaryot

Tek hücreliler: bakteriler, arkeler, protistalar
Çok hücreliler: mantarlar, bitkiler, hayvanlar

Prokaryotlar: protistalar, mantarlar, bitkiler, hayvanlar
Ökaryotlar: bakteriler, arkeler

Beslenme

Tüm Canlılar: Su ve mineraller (Mg, K, Ca, Fe vs.) gibi inorganik maddeleri dışarıdan hazır olarak alır.

Heterotrof Canlılar: İnorganik maddelere ek olarak karbonhidrat, yağ ve protein gibi organik maddeleri de dışarıdan hazır olarak alırlar (Tüketiciler).

Ototrof Canlılar: Sadece inorganik maddeleri dışarıdan hazır alarak kendi organik madde sentezini yapar. Kendi besinini kendi üretir de diyebiliriz (Üreticiler). Kendi içinde 2 gruba ayrılır:

  • Fotoototrof: Fotosentez yapan canlılara verilen isim. Foto, ışık anlamına gelir. Klorofil pigmenti bulunduran canlılar, güneş ışığı sayesinde inorganik maddeleri organik maddelere çevirebilirler. Siyanobakteri, öglena, alg ve yeşil bitkiler örnek olarak verilebilir.
  • Kemoototrof: Kemosentez yapan canlılara verilen isim. Kemo, kimyasal anlamına gelir. Klorofil bulundurmayan canlılar, kimyasal madde kullanarak inorganik maddeleri organik maddelere çevirebilirler. Siyanobakteri olmayan bakteriler ve bazı arkeler örnek olarak verilebilir.
  • Ökaryotlar kemosentez yapmaz; ökaryotik bir hücre ya fotoototroftur ya da heterotroftur.

Hem Ototrof Hem Heterotrof Canlılar: Öglena ve böcekçil bitki gibi hem ototrof hem heterotrof özellik gösteren canlılar da mevcuttur. Örneğin, öglena ışık varlığında fotosentez yapar ve kendi besinini üretir. Karanlık ortamlarda ise dışarıdan hazır olarak beslenir.

Metabolizma

Canlı bir hücrede meydana gelen tüm yapım ve yıkım olaylarıdır.
Metabolizma = Yapım + Yıkım

Yapım (=sentez, özümleme, asimilasyon, anabolizma): Küçük maddeleri kullanarak daha büyük maddeler oluşturma işlemine verilen genel isim. Protein sentezi, yağ (lipit) sentezi, fotosentez gibi

Yıkım (=analiz, yadımlama, disimilasyon, katabolizma): Büyük maddeleri parçalayarak daha küçük maddeler oluşturma işlemine verilen genel isim. Solunum, sindirim gibi

Büyüme & Gelişme

  • Büyüme, tek hücrelilerde ve çok hücrelilerde farklı anlamlarda karşımıza çıkar.
  • Çok hücrelilerde büyüme, hücre bölünmesi ve sitoplazma/ hacim artışı ile olur.
  • Tek hücrelilerde büyüme sadece sitoplazma/hacim artışı ile olur.
  • Tek hücrelilerde hücre bölünmesi üreme demektir ve bu büyüme kavramına girmez.

Yani tek hücrelilerde büyüme dediğimizde aklımıza sadece hacim artışı; çok hücrelilerde büyüme dediğimizde hem hacim hem de hücre sayısı artışı gelmelidir. Ve burada bahsedilen hücre bölünmesi mitoz bölünmedir.

Hücresel Solunum

  • Canlılar, metabolik faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar.
  • İhtiyaç duyulan bu enerjiyi de besinlerden karşılarlar.
  • Besinlerin yapısındaki bu enerjinin (ATP) açığa çıkarılması için hücresel solunum yapmaları gerekir.
  • Solunum ile nefes alma/verme birbirine karıştırılmamalıdır.
  • Nefes aldığımızda solunum yapıyoruz demek aslında yanlıştır.
  • Solunum hücre içinde gerçekleşir; adına hücresel solunum denilmesinin sebebi de budur.
  • Amaç, ATP üretmektir ve ATP hücre zarından geçemez.
  • Bu yüzden hücre dışında solunum gözlenemez ve her hücre kendi içinde ATP üretir ve tüketir.

Solunum çeşitleri kafamızı karıştırıyor olabilir.
Buradaki ayrımı şu soruları sorarak yapabiliriz:

Solunum gazı kullanılıyor mu?
—Cevap hayır ise solunum çeşidimiz fermantasyon olacaktır.
—Cevap evet ise aşağıdaki soruyu soracağız:

Kullanılan solunum gazı oksijen mi?
—Cevap hayır ise solunum çeşidimiz oksijensiz solunum olacaktır.
—Cevap evet ise solunum çeşidimiz oksijenli solunum olacaktır.

Hareket

Aktif Hareket: Yer değiştirmenin mutlaka olması gerektiği hareket tipi
– İnsan, kedi, köpek yürümesi
– Bakterinin kamçısı ile besine doğru ilerlemesi
– Öglenanın ışığa doğru ilerlemesi

Pasif Hareket: Yer değiştirmeden ziyade pozisyonda meydana gelen değişimler
– Tropizma (yönelme), ayçiçeklerinin güneşe doğru yönelmesi
– Nasti (ırganım, irkilme), küstümotu bitkisine dokununca yapraklarını kapatması

Boşaltım

Metabolik faaliyetler sonucu hücrede ya da organizmanın sistemleri içerisinde meydana gelen işe yaramayan atık maddelerin, hücreden ya da organizmadan uzaklaştırılması gerekir. Gelişmişlik düzeyine göre her canlıda boşaltım olayı farklılık gösterse de temel mantık atıkları vücuttan uzaklaştırmaktır. İlla her canlı böbrekleri ile idrar oluşturacak diye bir kural yok.

  • Tek hücreliler NH3 ve CO2 gibi bileşikleri doğrudan hücre zarı yüzeyinden dışarı atarlar.
  • Tatlı suda yaşayan tek hücreliler (amip, öglena, paramesyum gibi protistalar) fazla suyu kontraktil koful ile dışarı atarlar.
  • Bitkiler katı atıklarını yaprak dökümü ile, sıvı atıklarını gutasyon (damlama) ile, gaz atıklarını terleme ile atarlar.
  • Hayvanlar katı atıklarını (sindirilmemiş besinler) sindirim sistemi-dışkı ile, su ve suda çözünmüş atıkları boşaltım sistemi-böbrek-idrar ve ter ile, CO2 gibi gazı da solunum ile atarlar.

Adaptasyon

Canlıların bulundukları ortamda yaşama ve üreme şansını artıran ve kalıtsal olan her türlü özelliğe adaptasyon denir. Adaptasyon uzun süreli değişimleri kapsar. Canlılar avlanma, beslenme, barınma ve üreme gibi yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için adaptasyon gösterirler.

Örnek:

–Kutup ayılarının postu, soğuktan korunmak için daha kalındır.
–Çöldeki kaktüs yaprakları, terleme ile su kaybını azaltmak için iğnelidir.
–Çölde yaşayan tilkilerin kulaklarının uzun, vücutlarının geniş olması sonucu vücutlarının ısı kaybı artar böylelikle vücut sıcaklıkları korunmuş olur.

Homeostazi (İç Denge)

Canlıların hayatta kalabilmesi için çevre ile uyum içinde olmaları gerektiğini söylemiştik. Çevre şartları değiştiğinde hücrede ya da çok hücreli organizmalarda meydana gelen kısa süreli değişimler homeostazi kapsamındadır. Homeostaziyi adaptasyondan ayıran en önemli özellik, homeostazinin kısa süreli değişiklikler olmasıdır.

Örnek:

–Hava ısındığında terleyerek vücut sıcaklığımızı dengelemeye çalışırız.
–Dış ortamın sıcaklığı düşük olursa titreyerek ısımızı artırmaya çalışırız.
–Yoğun egzersiz vb. nedeni ile kan şekeri düşerse, vücut depoları yakılır ve kan şekeri yükseltilir.
–Tatlı yedikten sonra yükselen kan şekerimiz ise, insülin hormonu sayesinde düşürülür ve şeker depolanır.

Organizasyon

Bir maddenin kimyasal özelliklerini taşıyan en küçük yapı birimine atom denilmektedir. Hücre ise canlıların en küçük yapı birimidir. Dolayısıyla atomlar hücrelerden küçüktür. Her canlıda aşağıdaki gibi bir sıralama muhakkat olmalıdır.

Şekilde görüldüğü üzere atomdan organizmaya uzanan bir sıralama söz konusu. Bu sıralamayı AMOHDOSO şeklinde kodlayıp aklınızda tutabilirsiniz.

Tek hücrelilerde: atom-molekül-organel-hücre
Çok hücrelilerde: atom-molekül-organel-hücre-doku-organ-sistem-organizma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.